"Osmanlı Hukukunu Kurmak: Fetva ve Risaleler Işığında 16. Yüzyıl Osmanlı Hukuku" ismiyle Prof. Dr. Mürteza Bedir tarafından İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde yürütülen bu proje "1001 - Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı" kapsamında TUBİTAK tarafından desteklenmektedir. 36 ay süreli olan proje, 15/09/2019 tarihinde başlamış olup 15/09/2022 tarihinde tamamlanması planlanmaktadır.

16. yüzyıl Osmanlı hukuk sisteminin özgün karakterini kazandığı çağ olup bu nitelemeyi haklı çıkaracak pek çok özelliğe sahiptir. İslam/Hanefi Hukuk Okulu yorumunun devamı olan Osmanlı Hukuk Düşüncesi bu yüzyılda kendi özgün metinlerini ve yetkin şahsiyetlerini (hukuk otoritelerini) üretmiştir. Bilindiği gibi genelde İslam hukuku ve özelde Hanefi hukuk yorumu değişen şartlar ve farklı çağların meydan okumalarını, yaşayan hukuk bilgelerinin ürettiği fetva edebiyatı ve bu edebiyatı bilimsel temele oturtan yeni fıkıh eserleri aracılığıyla göğüslemiştir. Zembilli Ali Cemali, İbn Kemal Paşa, Çivizade ve Ebussuud gibi 16. Asrın bilinen büyük Osmanlı şeyhülislamları imparatorluğun sonuna kadar otorite kabul edilecek fetvalarını ve hukuki kabul ve teamülleri bu asırda üretmişlerdir.

Ayrıca fetva dilinin Türkçeleşmesi ile hukukun Osmanlı karakterini kazanışı arasında yakın bir ilişki olduğu da açıktır. Zikredilen fetvaların bilimsel arka planını sunarak Osmanlı’nın yeni çözümlerinin nasıl Osmanlı Hanefiliği kimliğine büründürüleceğini en güzel şekilde örnekleyen meşhur risaleler de yine bu asrın ürünüdür. Bu projenin hedefi Osmanlı Hukuk edebiyatının iki özgün türü olan fetvalar ve risaleleri merkeze alarak seçilen beli başlı hukuk alt başlıkları çerçevesinde bazı temel problem alanlarına bu asırda Osmanlı alimlerinin sunduğu özgün katkıları tespit etmektir.

Osmanlı hukukunun kendine has niteliklerinin bu asırda ve fetva müessesesi üzerinden geliştirildiği ve risale, şerh-haşiye gibi fıkhın değişik alanlarında üretilen fıkıh yazılarıyla da üretilen yeni görüşlerin genel fıkıh disiplini çerçevesine dahil edildiği iddiası çeşitli açılardan test edilecektir. Böylece dönemin hukukuyla ilgili bütüncül bir bakış açısına ulaşmanın yanında Osmanlı hukukunun daha geniş İslam hukuk geleneği bağlamındaki yeri, fetva-siyaset ve fetva-sosyal hayat ilişkisi aydınlatılacaktır. Bu aynı zamanda modern İslam düşüncesinin modern zamanlarda içine girdiği krizin çözüme de katkı sunacaktır.